Kayıtlar

11 MAYIS BOĞA YENİAYI :)

Resim
                 11 mayıs da boğa burcunda bir yeni ay meydana gelecek.Yeni ay demek başlangıçlar,yeni adımlar demektir.Biliyorum şu günlerde ne başlangıcı,ne yeni adımı diyoruz hep birlkte.Ama önce şunu özellikle belirtmek istiyorum,Boğa burcu , maddesel dünyada beş duyusunu da doyurmak için hareket eden ve bunları kullanarak hayattan,yaptıklarından zevk almaya çalışan bir burçtur.Evet belki biraz sabittir,biraz inatçıdır,değişimler, değişiklikleri pek sevmez çünkü kolay kolay rahatını da bozmak istemez. Bazen maddi dünyaya aşırı bağımlılık gösterebilir ve özellkle kendi güvenliği söz konusu olduğunda emin olmadan kolay kolay adım atmaz.             İşin güzel tarafı şu ki , bu yeni ay haritasında yay burcu yükseliyor ve hem gelecek için özellikle maddi konularda,ilişkiler konusunda aslında hayattan aldığımız zevk ve biizi tatmin eden,edecek olan konular hakkında  adımlar atmak,hayaller kurmak, planlar yapak için  hem mevcut durumlarımızı sağlamlaştırmak için Boğa nın sabitliğinden
Resim
                 Eğer astrolojiye ilginiz varsa ve nerden başlasam, egitim almadan önce ne okusam diye düşünüyorsaniz ilk başta önereceğim kitapların başında geliyor , Steven Forrest'in "İçinizdeki Gokyuzu" kitabı.              Kitaptan alıntı bu aşağıda ki yazıyı astroloji ile ilgilenen,ilgilenmeyen,ön yargılı ya da tarafsız herkesin okuması gerekiyor diye düşünüyorum:)             "Gelişime yönelmiş bir bakış açısına sahip astrolojinin iskeletini yedi temel düşünce oluşturmaktadır. Bunlardan ayrı dusen bir insan veya bir metin astrolojinin geleceğinin bir parçası olmak yerine astrolojinin kötü "karma"sınin parçası olacaktır. 1- Astrolojik semboller nötr, yani tarafsızdir.  Iyi semboller ve kötü semboller yoktur. 2- Kişiler doğum haritalarini ifade etmelerinden kendileri sorumludurlar 3-Hic bir astrolog sadece doğum haritasına bakarak bir insanın bu haritaya vereceği tepkiyi tahmin edemez. 4- Doğum haritası bir insanın gelişime doğru izleyebileceği en mutl
Resim
  Biraz burçların sahip olduğu elementler ve niteliklerinden bahsetmek istiyorum..  Her burç DÖRT elemente ayrılır ve elementler bizim davranış biçimimizi, algılama tarzımızı, enerjimizi nasıl kullandığımızı ve hangi temel yapının üzerine kişiliğimizi inşa ettiğimizi ifade eder.Kısaca ; Ateş elementi ; Koç,Aslan,Yay Canlı,enerjik,cesur,fiziksel enerjisi kuvvetli ,inisiyatif alabilen,kimi zaman deli dolu bazen saman alevi gibi ama genelde eyleme yöneliktir.Dürtüseldir ve cesaret gösterip risk alabilir . Toprak elementi; Boğa,Başak,Oğlak; Sakin,dengeli,maddi,kararlı bir gerçekçiliğe sahip , somut şeyleri ve güveliği ön planda tutan,pratik düşünüp dünyayı daha materyalist algılayan bbir yapıyı ifade edebilir. Hava  elementi; İkizler,Terazi,Kova-Temel niteliği iletişim kurma arzudur. Entelektüel,  işbirliğine yatkın, objektif ve mantıklı,meraklı, başkalarıyla fikir alış verişini seven ve düşünceleri, bilgiyi toplayıp yayma arzusu taşıyan bir yapıyı ifade edebilir. Su elementi ; Yengeç,Akre
Resim
                  Bence Terazi dolunayı der ki ;          Insan denen varligin, zamanin göreceli yapısında sıkışmış olduğunu düşünüyorum bazen.   Yaşadığımız an farkına varamadigimiz olumlu ya da olumsuz her sey ancak aradan zaman geçtikten daha anlamlı oluyor sanki..                Iste bu yüzden hayatımıza  kazınan her yara ancak kabuk bağladığında fark ediliyor ..                Diyeceğim şu ki ; bugunler de oturup bir düşünmek gerekiyor.                Her şeyden önce aynayi kendine tutmalı, yara aldigi noktada önce kendisini sifalandirmali insan.               Bazen şifa bulmak icin, iyileşmek için o kabuğu temizlemek gerekiyor.  Bunu yaparken duygularimiz adalet arayışı içinde olabilir ama acele karar vermemeli,ön yargılardan,sonunu dusunmedigimiz durumlara bilincizce atılmamalı.             Eğrisi doğrusuyla,günahı sevabıyla o terazinin dengesini bulabiliriz..  İnancınızı yitirmeyin, kendimizde bu cesareti,öz güveni bulabiliriz bu günlerde, ama aceleci dönülmez kararlar vermeme
Resim
   Gokyuzunden bir kesit               Adnan Binyazar'ın "Masalini yitiren dev" kitabini 2018yilinin sonlarında, tam da hayaller ve gerçekler diyarında kaybolmusken okumuştum. Yazar kendi hayatını, çocukluğunu,ilk gençliğini "Küçük mutluluklarını, yaramazliklarini,acı dolu sessiz çığlıklarını,sevdiklerinden ayrılmanın en derin hüznünü,sömürülen emeğini,sevdiklerinin kokusunu,anne özlemini"  anlatmis bize. Ama öyle bir anlatmis ki tokat gibi çarpıyor yüzünüze gercekler.                  Ahmet Muhip Dıranas sormuş  "Gercekten yazdıklarınızı yaşadınız mı?" .. Kendisi kitabin ön sozunde diyor ki  " Yazılışı tehlike yaratacak bir hayat yaşadım ben,onun için yazmakta hep duraksadım. Cunku yaşadığınız olayları anlatiya dökerken,gözü yaşlı sozcuklerin tuzağına düştünüz mü, televizyonlarda her gün onlarcasi görülen yerli filmlerin ya da bayatlamaktan iyice kokuşmuş dizilerin başkişisi oluverirsiniz. "..               Hayallerin,yaratıcılığın bazen u
Resim
                   El ementler, doğanın,evrenin düzenine ve  işlemesine hakim olan dört temel unsurdur.  "Eski yunan felsefesinde şekillenmiş olan elementler teorisi ,astroloji sisteminin ve sembolizminin temel dayanak noktalarından bir tanesidir.’’ diye başlamış Öner Döşer ‘Astrolojide temel kavramlar’ kitabında elementler konusunu açıklamadan önce.                Okültizm'de,Babil'in yaratılış destanı "Enuma Elis''de,Antik Yunan'da(Yunan felsefesinde),Eski Mısır uygarlıklarında elementler hakkında degisik bakis açıları farklı inanclar mevcuttu belki. Ama hepsinin en önemli ortak noktası şuydu; evrenin ve doğanın  işleyişinde bir denge vardı. Bunu en iyi yukarıda bahsettiğim kitaptan bir alıntı yaparak açıklayabilirim.  "Temel evrensel enerji, evrendeki yaratımın sürekliliğini sağlamak için, belli bir düzen içerisinde adına elementler dediğimiz farklı hallere girerek varlıkları ve varoluşu yaratır. Başka bir deyişle, her şey, bu dört elementin so
Resim
 Bazen , özgürlük ile sorumluluk, çılgınlıklar ile görevler , yeni başlangıçlar ile eski alışkanlıklar arasında sıkışmış hisseder insan kendisini.  Bu cümlleleri  hayatınızın hangi alanına koyarsanız oraya otruyor olabilir şşu sıralar.... Tabii ki yaşadığımız bu döneminde katkısı büyük belki … Ama o arada kalmışlık,sıkışmışlık duygusunu hepinizin hissettiğinden neredeyse eminim.. Belki işiniiz,belki kişiiğiniz,belki ruhunuz ya da daha dünyevi sebepler.. Sebep ne oluursa olsun artık bu hayatta değişimden korkmamayı ve yüzleşmeyi öğrenmemiz gerektiğinin de hepimizin içten içe farkında olduğunu hissediyorum.. Aslında bazi gökyüzü hareketlerinden mütevellit yazacaktım bu yazıyı.Ama vazgeçtim.. Dedim ya , sebep önemli değil…. Sonuç ; korkmamak.. Biliçaltınla,kendinle, yasadıklarınla yüzleşmek, O arada kalmışlık duygusunun,ruhunun zincilerini kırmak.. Bilirsiniz ‘Esaretin bedeli’ filmini,hikayesi,diyalogları, oyuculukları ile bir çoğumuz tekrar tekrar izlemişizdir.(Kitaplardan uyarlanan en